Fakat ben sizlerle bambaşka bir deneyimimi paylaşmak istiyorum !
Evde yaptığım ilk şarap denemesinin tadımını..
Sonuçlar pek beklediğim gibi olmadı, zira adakaralarım beklentimin çok üstünde güzel bir sofra şarabı oldu ! :)
Ben içine hiç bir şey katmadan, 100% doğal olarak yaptığım şarabın keyfini sürmekten kendimi alamadım.. Aşağıda da tamamen amatör bir şarap üreticisinin(evet artık şarap üreticisi oldum:)) yaptığı şaraba ilişkin görüşlerini bulacaksınız.. Degustasyon denir mi bilmem ama bunlar benim duygu ve düşüncelerim :)
Adakarasını büyük bir şevkle açtığımdan olsa gerek havalandırma yapmaya fırsat bulamadım. Aslında böyle genç bir şarabın havalandırma yoluyla içindeki aromaları daha iyi bir şekilde ortaya koyacağını düşünüyorum. Kadehime doldurduğumda gördüğüm berrak ve parlak bir kırmızıydı, buradan şarabın henüz genç ve cilveli(asitli) olduğunu çıkartabiliriz. Ama ne kırmızıydı !
Tabi bu ilk kadeh için geçerli oldu. En başta bahsettiğim dibe ikinci kez çöken tortular ilk kadeh şarap dolduktan sonra havalandı ve diğer kadehler nispeten bulandırdı. Bu yüzden aktarma işlemi öneminin buradan bir kez daha altını çiziyoruz.
Zarif kokular yayıldı ortalığa ve kokladığımda aldığım böğürtlen, erik kokuları oldu.. Biraz kiraz diyenler oldu..
Muhteşem dolgun bir şarap değildi(mesela öküzgözü gibi dolgun değil) belki ama bitiminde bıraktığı buruk ve yakıcı tat bence çok lezzetliydi.
Geçen yazıda bahsettiğim çiğlik hala kendini hafifçe gösteriyor fakat bunu tahminimce havalandırma işlemi ile nispeten aşabiliriz. Tabii zaman en iyi ilaç, bu kadar genç bir şarabın böyle tat veriyor olması bence çok şaşırtıcı..
Maalesef fotoğraf çekemedim, o renkleri yansıtacak güzellikte bir kamera bulursam çekip buraya resimlerini de koyacağım.
Aslında bu benim için muhteşem bir tecrübe oldu diyebilirim. Yakında bağa gitmeyi düşünüyorum. Tabii hala üzüm kaldıysa belki biraz daha üzüm toplarım :) Artık son dönemlerine geldik bağ bozumunun ama şansımızı denemekten ne çıkar..
Sevdiğiniz şarap gibi olsun..
Devamı .. .



Güncel durumdan kısca bahsedeyim. Maserasyon evresindeyiz ve her gün 2 sefer şapkayı cibreyle beraber karıştırıyorum. Şapkanın çökmesini beklemiyorum çünkü tadının çok sert olmasını istemiyorum, hatırlarsanız ben üzümü sapıyla beraber ezmiş ve o şekilde bekletmiştim. Gün içerisinde cibreyi karıştırdığımızda posanın bir kalıp halinde karıştığını ve ortaya pek çok kabarcık çıktığını görüyoruz. Bu herhalde aerobik fermantasyonun sonucu oluyor. Açıkçası bunun ne işe yaradığını ve olumlu veya olumsuz ne gibi sonuçları olacağını bilemiyorum. Bugün 5. günümüz, artık maserasyon işlemine son veriyoruz. Bunun için şırayı kabuk, çekirdek ve sapından ayırmamız gerekiyor.
Burada önemli bir husus var. Fermantasyon sonucunda açığa çıkan CO2 gazını şişeden çıkartmalıyız fakat şişeye taze hava (oksijen) sokmamalıyız. Bunun için satılan "hava kilit"leri mevcut. Fakat biz tabiki böyle bir şey kullanmıyoruz ve hava kilidimizi kendimiz yapıyoruz. Mantık basit; Pet şişenin kapağına falçata ile ufak bir delik açıyoruz, buraya nalburdan aldığımız ince ve şeffaf hortumumuzu sokuyoruz ve kapağın dış kısmını silikonla bir güzel yalıtıyoruz. Toplam 5 dakikada hava kilidimiz hazır. Hortumun boyu takribi 1-1.5 metre olsa kafi.





